Sıfatlar, sahip oldukları özelliklerin derecelerinin belirtilmesi bakımından (degrees of comparison - karşılaştırma derecesi) denen üç halden veya şekilden birinde bulunurlar.
1. Positive degree (tabii derece)
Bu, sıfatın şimdiye kadar gördüğümüz normal şeklidir.
young (genç)
strong (kuvvetli)
big (büyük)
useful (yararlı)
long (uzun)
soft (yumuşak)
2. Comparative degree (daha üstünlük derecesi)
Bir şahıs veya şeye ait sıfatın, başka bir şahıs veya aynı sıfattan daha üstün olduğunu belirtmek için kullanılan derece şeklidir. Bunu yapmak için sıfata, kısa bir sözcükse er eklenir, uzun bir sözcükse önüne more getirilir. er ve more Türkçedeki "daha" sözcüğünün karşılığıdır.
younger (daha genç)
brighter (daha parlak)
higher (daha yüksek)
longer (daha uzun)
more expensive (daha pahalı)
more beautiful (daha güzel)
more useful (daha yararlı)
more interesting (daha ilginç)
3. Superlative degree (en üstünlük derecesi)
Bir şahıs veya şeye ait sıfatın diğer benzerleri arasında en üstün düzeyde olduğunu anlatmak için kullanılan derece şeklidir. Bunu yapmak için sıfata, kısa bir sözcükse est eklenir, uzun bir sözcükse önüne most getirilir. Ayrıca sıfatın önüne the konulur. est ve most Türkçedeki "en" sözcüğünün karşılığıdır.
the longest (en uzun)
the youngest (en genç)
the biggest (en büyük)
the brightest (en parlak)
the most expensive (en pahalı)
the most beautiful (en güzel)
the most useful (en yararlı)
the most difficult (en zor)
Comparison of adjectives (sıfatların karşılaştırılması)
İki heceden fazla olan sıfatların üstünlük ve en üstünlük dereceleri more, most ile yapılır.
İki heceli sıfatlar ya er, est eklenerek ya da önlerine more, most alarak üstünlük ve en üstünlük haline girerler. Bazıları da her iki şekilde kullanılabilirler. Bu konuda çok kesin bir kural yoktur.
Sonu y ve er ile biten sıfatlar er, est alırlar.
clever akıllı
cleverer daha akıllı
the cleverest en akıllı
pretty güzel
prettier daha güzel
the prettiest en güzel
holy kutsal
holier daha kutsal
the holiest en kutsal
ful ve re ile biten sıfatlar genellikle more, most alırlar.
doubtful şüpheli
more doubtful daha şüpheli
the most doubtful en şüpheli
hopeful ümitli
more hopeful daha ümitli
the most hopeful en ümitli
obscure müphem
more obscure daha müphem
the most obscure en müphem
Bunun dışında, aşağıdaki sıfatlar hem er, est hem de more, most ile kullanılabilirler.
able polite
common simple
cruel feeble
handsome noblen
arrow pleasant
Kurala uymayan sıfat dereceleri
Bazı sıfatların üstünlük ve en üstünlük dereceleri belirttiğimiz kurallar uyarınca yapılmaz. Bunların bu dereceler için ayrı şekilleri vardır.
good iyi bad kötü
better daha iyi worse daha kötü
the best en iyi the worst en kötü
little az many çok
less daha az more daha çok
the least en az the most en çok
much çok far uzak
more daha çok farther daha uzak
the most en çok the farthest en uzak
old yaşlı
older daha yaşlı
the oldest en yaşlı
Elder ve eldest sadece aynı aile içindeki iki şahsın yaşlılık dereceleri söz konusu olduğu zaman kullanılır.
Sıfatların karşılaştırılmaları ile cümleler
Positive degree "tabii derece" comparative degree "daha üstünlük derecesi" ve superlative degree "en üstünlük derecesi" halinde bulunan sıfatların yer aldığı cümle yapılarını inceleyelim :
a. Eşitlik karşılaştırması
Bir sıfata eşit derecede sahip olunduğunu gösteren eşitlik karşılaştırmasında sıfat tabii derecedeki haliyle yani eksiz olarak iki as arasına konulmak suretiyle cümle kurulur.
as ... as ... kadar
as high as ... ... kadar yüksek
The wall is as high as the tree. Duvar, ağaç kadar yüksektir.
Mary is as old as Ali. Mary, Ali kadar yaşlıdır.
She is as clever as your son. O, oğlun kadar akıllıdır.
I am as careful as his mother. Ben onun annesi kadar dikkatliyim.
This car is as expensive as the other car. Bu otomobil diğer otomobil kadar pahalıdır.
These questions are as difficult as the others. Bu sorular diğerleri kadar zordur.
Is Tom as tall as his father? Tom, babası kadar uzun mudur?
Are you as fat as my sister? Benim kız kardeşim kadar şişmanmısınız?
Bu tip cümlelerin olumsuz şekli bu yapıya sadece not ilavesiyle yapılabileceği gibi, ilk as yerine so da getirilebilir. Her iki şekil mümkündür. Anlam bakımından fark yoktur.
Your bag is as heavy as mine. Senin çantan benimki kadar ağırdır.
Your bag is not as heavy as mine. Senin çantan benimki kadar ağır değildir.
Your bag is not so heavy as mine. Senin çantan benimki kadar ağır değildir.
Apples are not so big as oranges. Elmalar portakallar kadar büyükdeğildir.
Our teacher is not so old as your teacher. Bizim öğretmenimiz sizin öğretmeniniz kadar yaşlı değildir.
This street is not so wide as the others. Bu cadde diğerleri kadar geniş değildir.
b. Daha üstünlük karşılaştırması
Bir şahıs veya şeyin bir sıfata diğerlerinden daha fazla sahip olduğunu anlatmak için "daha üstünlük karşılaştırması şekli" kullanılır.
Sıfata er ekleyerek veya önüne more getirilerek yapılan bu karşılaştırma şekli cümlede aşağıda görüldüğü gibi kullanılır. Bu yapı için cümleye ayrıca than sözcüğü eklenir.
small küçük
smaller daha küçük
smaller than ... ...den daha küçük
expensive pahalı
more expensive daha pahalı
more expensive than ... ...den daha pahalı
A tower is higher than a house. Bir kule bir evden daha yüksektir.
Towers are higher than houses. Kuleler evlerden daha yüksektir.
She is shorter than my sister. O kız kardeşimden daha kısadır.
She is more beautiful than my sister. O kız kardeşimden daha güzeldir.
The waiter is more careful than your son. Garson senin oğlundan daha dikkatlidir.
Helen is not older than Mary. Helen, Mary'den daha yaşlı değildir.
Are they cheaper than our carpets? Onlar bizim halılarımızdan daha ucuz mudur?
Your English is better than mine. Senin İngilizcen benimkinden daha iyidir.
c. En üstünlük karşılaştırması
Bir şahıs veya şeyin bir sıfata diğerleri arasında en fazla sahip olduğunu belirtmek için "en üstünlük karşılaştırması şekli" kullanılır. Sıfata est ekleyerek veya önüne the most getirilerek yapılan bu karşılaştırma şeklinde cümle içinde çoğu zaman in veya of bulunur.
short kısa
the shortest en kısa
the shortest in ... ... içinde en kısası
the shortest of ... ...nin en kısası
interesting ilginç
the most interesting en ilginç
the most interesting in ... ...içinde en ilginci
the most interesting of ... ...nin en ilginci
This is the shortest of my dresses. Bu elbiselerimin en kısasıdır.
Ted is the shortest student in his class. Ted sınıfında en kısa öğrencidir.
Ted is the shortest student of his class. Ted sınıfının en kısa öğrencisidir.
My son is the cleverest of this group. Oğlum bu grubun en akıllısıdır.
Harry is the politest waiter in this restaurant. Harry bu lokantada en kibar garsondur.
Ayşe is the most beautiful girl in this village. Ayşe bu köyde en güzel kızdır.
I'll give you the most interesting book in my library. Sana kütüphanemdeki en ilginç kitabı vereceğim.
This is the happiest day of my life. Bu hayatımın en mutlu günüdür.
Erciyes isn't the highest mountain in Turkey. Erciyes Türkiye'de en yüksek dağ değildir.
Is this the oldest church in Rome? Bu Roma'da en eski kilise midir?
This is a short stick. Bu kısa bir çubuktur.
This stick is as short as a pencil. Bu çubuk bir kalem kadar kısadır.
This stick is not so short as a pencil. Bu çubuk bir kalem kadar kısa değildir.
This stick is shorter than that branch. Bu çubuk şu daldan daha kısadır.
This stick is the shortest stick in the garden. Bu çubuk bahçede en küçük çubuktur.
karşılaştırma şekillerinin diğer kullanılış yerleri
Bir sıfatın gittikçe artışını göstermek için bu sıfatın daha üstünlük şekli aralarında and olmak üzere iki kere söylenir.
The water is getting hotter and hotter. Su gittikçe sıcaklaşıyor. (Daha sıcak oluyor.)
The weather is getting colder and colder. Hava gittikçe soğuyor.
She is getting fatter and fatter. Gittikçe şişmanlıyor.
The town is getting bigger and bigger. Şehir gittikçe büyüyor.
Önüne more alan uzun sıfatlarda sıfat tekrarlanmak yerine more tekrarlanır.
The girl became more and more interested in football matches. Kız futbol maçlarıyla gittikçe daha fazla ilgilendi.
Your daughter will be more and more beautiful. Kızınız gittikçe daha güzel olacak.
Everything will be more and more expensive. Her şey gittikçe daha pahalı olacak.
Bir sıfatın artışıyla diğerinin de buna paralel olarak artışı şöyle anlatılır.
The newer the better. Daha yeni daha iyi. (Ne kadar yeniyse o kadar iyi.)
The bigger the heavier. Daha büyük daha ağır. (Büyüdükçe daha ağır.)
The bigger the armchairs are the heavier they will be. Koltuklar büyüdükçe daha ağır olacaklar.
The richer he gets the happier he is. Zenginleştikçe daha mutludur.
Daha üstünlük dereceleri, yani er, more ile kullanılan sıfatlar aşağıdakigibi cümlelerde than almadan da kullanılırlar.
I know a better place. Daha iyi bir yer biliyorum.
Could you give me a newer chair? Bana daha yeni bir sandalye verebilir misiniz?
You must take a smaller hat. Daha küçük bir şapka almalısınız.
This is too small; give me a bigger one. Bu çok küçük; bana daha büyüğünü ver.
She is better today. Bugün daha iyi.
It will be warmer tomorrow. Yarın hava daha sıcak olacak.
The man is happier now. Adam şimdi daha mutlu.
The people were richer then. İnsanlar o zaman daha zengindi.
The workers made the road wider. İşçiler yolu daha geniş yaptılar. (genişlettiler)
She made everything cleaner. Her şeyi daha temiz yaptı.
The student did his homework better. Öğrenci ev ödevini daha iyi yaptı.
(than) ve (as)'den sonra zamir ve yardımcı fiil
Than ve as'den sonra şahıs zamiri geliyorsa genellikle bunu takiben cümlenin fiili tekrarlanır.
Gül has more money than he has. Gül'ün ondan daha fazla parası var.
We are as rich as they are. Onların olduğu kadar zenginiz.
The house is as big as his is. Ev onunki kadar büyüktür.
Ann is more beautiful than she is. Ann ondan daha güzeldir.
The children are cleverer than they are. Çocuklar onlardan daha akıllıdır.
Than veya as'den sonra you veya I zamirleri geliyorsa sondaki fiil atılabilir.
He is stronger than you. O sizden daha kuvvetlidir.
She is as clever as you. O sizin kadar akıllıdır.
He has more money than I. Onun benden daha çok parası var.
He isn't as rich as we. O bizim kadar zengin değildir.
Son iki örnekteki I ve we sadece çok resmi konuşmalarda kullanılmakta, bunun yerine halk arasında daima me ve us tercih edilmektedir.
The man is shorter than me. Adam benden daha kısadır.
The tourists are not so healthy as us. Turistler bizim kadar sağlıklı değillerdir.
1. Positive degree (tabii derece)
Bu, sıfatın şimdiye kadar gördüğümüz normal şeklidir.
young (genç)
strong (kuvvetli)
big (büyük)
useful (yararlı)
long (uzun)
soft (yumuşak)
2. Comparative degree (daha üstünlük derecesi)
Bir şahıs veya şeye ait sıfatın, başka bir şahıs veya aynı sıfattan daha üstün olduğunu belirtmek için kullanılan derece şeklidir. Bunu yapmak için sıfata, kısa bir sözcükse er eklenir, uzun bir sözcükse önüne more getirilir. er ve more Türkçedeki "daha" sözcüğünün karşılığıdır.
younger (daha genç)
brighter (daha parlak)
higher (daha yüksek)
longer (daha uzun)
more expensive (daha pahalı)
more beautiful (daha güzel)
more useful (daha yararlı)
more interesting (daha ilginç)
3. Superlative degree (en üstünlük derecesi)
Bir şahıs veya şeye ait sıfatın diğer benzerleri arasında en üstün düzeyde olduğunu anlatmak için kullanılan derece şeklidir. Bunu yapmak için sıfata, kısa bir sözcükse est eklenir, uzun bir sözcükse önüne most getirilir. Ayrıca sıfatın önüne the konulur. est ve most Türkçedeki "en" sözcüğünün karşılığıdır.
the longest (en uzun)
the youngest (en genç)
the biggest (en büyük)
the brightest (en parlak)
the most expensive (en pahalı)
the most beautiful (en güzel)
the most useful (en yararlı)
the most difficult (en zor)
Comparison of adjectives (sıfatların karşılaştırılması)
positive degree | comparative degree | superlative degree |
high | higher | the highest |
old | older | the oldest |
small | smaller | the smallest |
careful | more careful | the most careful |
interesting | more interesting | the most interesting |
expensive | expensive | the most expensive |
İki heceden fazla olan sıfatların üstünlük ve en üstünlük dereceleri more, most ile yapılır.
İki heceli sıfatlar ya er, est eklenerek ya da önlerine more, most alarak üstünlük ve en üstünlük haline girerler. Bazıları da her iki şekilde kullanılabilirler. Bu konuda çok kesin bir kural yoktur.
Sonu y ve er ile biten sıfatlar er, est alırlar.
clever akıllı
cleverer daha akıllı
the cleverest en akıllı
pretty güzel
prettier daha güzel
the prettiest en güzel
holy kutsal
holier daha kutsal
the holiest en kutsal
ful ve re ile biten sıfatlar genellikle more, most alırlar.
doubtful şüpheli
more doubtful daha şüpheli
the most doubtful en şüpheli
hopeful ümitli
more hopeful daha ümitli
the most hopeful en ümitli
obscure müphem
more obscure daha müphem
the most obscure en müphem
Bunun dışında, aşağıdaki sıfatlar hem er, est hem de more, most ile kullanılabilirler.
able polite
common simple
cruel feeble
handsome noblen
arrow pleasant
Kurala uymayan sıfat dereceleri
Bazı sıfatların üstünlük ve en üstünlük dereceleri belirttiğimiz kurallar uyarınca yapılmaz. Bunların bu dereceler için ayrı şekilleri vardır.
good iyi bad kötü
better daha iyi worse daha kötü
the best en iyi the worst en kötü
little az many çok
less daha az more daha çok
the least en az the most en çok
much çok far uzak
more daha çok farther daha uzak
the most en çok the farthest en uzak
old yaşlı
older daha yaşlı
the oldest en yaşlı
Elder ve eldest sadece aynı aile içindeki iki şahsın yaşlılık dereceleri söz konusu olduğu zaman kullanılır.
Sıfatların karşılaştırılmaları ile cümleler
Positive degree "tabii derece" comparative degree "daha üstünlük derecesi" ve superlative degree "en üstünlük derecesi" halinde bulunan sıfatların yer aldığı cümle yapılarını inceleyelim :
a. Eşitlik karşılaştırması
Bir sıfata eşit derecede sahip olunduğunu gösteren eşitlik karşılaştırmasında sıfat tabii derecedeki haliyle yani eksiz olarak iki as arasına konulmak suretiyle cümle kurulur.
as ... as ... kadar
as high as ... ... kadar yüksek
The wall is as high as the tree. Duvar, ağaç kadar yüksektir.
Mary is as old as Ali. Mary, Ali kadar yaşlıdır.
She is as clever as your son. O, oğlun kadar akıllıdır.
I am as careful as his mother. Ben onun annesi kadar dikkatliyim.
This car is as expensive as the other car. Bu otomobil diğer otomobil kadar pahalıdır.
These questions are as difficult as the others. Bu sorular diğerleri kadar zordur.
Is Tom as tall as his father? Tom, babası kadar uzun mudur?
Are you as fat as my sister? Benim kız kardeşim kadar şişmanmısınız?
Bu tip cümlelerin olumsuz şekli bu yapıya sadece not ilavesiyle yapılabileceği gibi, ilk as yerine so da getirilebilir. Her iki şekil mümkündür. Anlam bakımından fark yoktur.
Your bag is as heavy as mine. Senin çantan benimki kadar ağırdır.
Your bag is not as heavy as mine. Senin çantan benimki kadar ağır değildir.
Your bag is not so heavy as mine. Senin çantan benimki kadar ağır değildir.
Apples are not so big as oranges. Elmalar portakallar kadar büyükdeğildir.
Our teacher is not so old as your teacher. Bizim öğretmenimiz sizin öğretmeniniz kadar yaşlı değildir.
This street is not so wide as the others. Bu cadde diğerleri kadar geniş değildir.
b. Daha üstünlük karşılaştırması
Bir şahıs veya şeyin bir sıfata diğerlerinden daha fazla sahip olduğunu anlatmak için "daha üstünlük karşılaştırması şekli" kullanılır.
Sıfata er ekleyerek veya önüne more getirilerek yapılan bu karşılaştırma şekli cümlede aşağıda görüldüğü gibi kullanılır. Bu yapı için cümleye ayrıca than sözcüğü eklenir.
small küçük
smaller daha küçük
smaller than ... ...den daha küçük
expensive pahalı
more expensive daha pahalı
more expensive than ... ...den daha pahalı
A tower is higher than a house. Bir kule bir evden daha yüksektir.
Towers are higher than houses. Kuleler evlerden daha yüksektir.
She is shorter than my sister. O kız kardeşimden daha kısadır.
She is more beautiful than my sister. O kız kardeşimden daha güzeldir.
The waiter is more careful than your son. Garson senin oğlundan daha dikkatlidir.
Helen is not older than Mary. Helen, Mary'den daha yaşlı değildir.
Are they cheaper than our carpets? Onlar bizim halılarımızdan daha ucuz mudur?
Your English is better than mine. Senin İngilizcen benimkinden daha iyidir.
c. En üstünlük karşılaştırması
Bir şahıs veya şeyin bir sıfata diğerleri arasında en fazla sahip olduğunu belirtmek için "en üstünlük karşılaştırması şekli" kullanılır. Sıfata est ekleyerek veya önüne the most getirilerek yapılan bu karşılaştırma şeklinde cümle içinde çoğu zaman in veya of bulunur.
short kısa
the shortest en kısa
the shortest in ... ... içinde en kısası
the shortest of ... ...nin en kısası
interesting ilginç
the most interesting en ilginç
the most interesting in ... ...içinde en ilginci
the most interesting of ... ...nin en ilginci
This is the shortest of my dresses. Bu elbiselerimin en kısasıdır.
Ted is the shortest student in his class. Ted sınıfında en kısa öğrencidir.
Ted is the shortest student of his class. Ted sınıfının en kısa öğrencisidir.
My son is the cleverest of this group. Oğlum bu grubun en akıllısıdır.
Harry is the politest waiter in this restaurant. Harry bu lokantada en kibar garsondur.
Ayşe is the most beautiful girl in this village. Ayşe bu köyde en güzel kızdır.
I'll give you the most interesting book in my library. Sana kütüphanemdeki en ilginç kitabı vereceğim.
This is the happiest day of my life. Bu hayatımın en mutlu günüdür.
Erciyes isn't the highest mountain in Turkey. Erciyes Türkiye'de en yüksek dağ değildir.
Is this the oldest church in Rome? Bu Roma'da en eski kilise midir?
This is a short stick. Bu kısa bir çubuktur.
This stick is as short as a pencil. Bu çubuk bir kalem kadar kısadır.
This stick is not so short as a pencil. Bu çubuk bir kalem kadar kısa değildir.
This stick is shorter than that branch. Bu çubuk şu daldan daha kısadır.
This stick is the shortest stick in the garden. Bu çubuk bahçede en küçük çubuktur.
karşılaştırma şekillerinin diğer kullanılış yerleri
Bir sıfatın gittikçe artışını göstermek için bu sıfatın daha üstünlük şekli aralarında and olmak üzere iki kere söylenir.
The water is getting hotter and hotter. Su gittikçe sıcaklaşıyor. (Daha sıcak oluyor.)
The weather is getting colder and colder. Hava gittikçe soğuyor.
She is getting fatter and fatter. Gittikçe şişmanlıyor.
The town is getting bigger and bigger. Şehir gittikçe büyüyor.
Önüne more alan uzun sıfatlarda sıfat tekrarlanmak yerine more tekrarlanır.
The girl became more and more interested in football matches. Kız futbol maçlarıyla gittikçe daha fazla ilgilendi.
Your daughter will be more and more beautiful. Kızınız gittikçe daha güzel olacak.
Everything will be more and more expensive. Her şey gittikçe daha pahalı olacak.
Bir sıfatın artışıyla diğerinin de buna paralel olarak artışı şöyle anlatılır.
The newer the better. Daha yeni daha iyi. (Ne kadar yeniyse o kadar iyi.)
The bigger the heavier. Daha büyük daha ağır. (Büyüdükçe daha ağır.)
The bigger the armchairs are the heavier they will be. Koltuklar büyüdükçe daha ağır olacaklar.
The richer he gets the happier he is. Zenginleştikçe daha mutludur.
Daha üstünlük dereceleri, yani er, more ile kullanılan sıfatlar aşağıdakigibi cümlelerde than almadan da kullanılırlar.
I know a better place. Daha iyi bir yer biliyorum.
Could you give me a newer chair? Bana daha yeni bir sandalye verebilir misiniz?
You must take a smaller hat. Daha küçük bir şapka almalısınız.
This is too small; give me a bigger one. Bu çok küçük; bana daha büyüğünü ver.
She is better today. Bugün daha iyi.
It will be warmer tomorrow. Yarın hava daha sıcak olacak.
The man is happier now. Adam şimdi daha mutlu.
The people were richer then. İnsanlar o zaman daha zengindi.
The workers made the road wider. İşçiler yolu daha geniş yaptılar. (genişlettiler)
She made everything cleaner. Her şeyi daha temiz yaptı.
The student did his homework better. Öğrenci ev ödevini daha iyi yaptı.
(than) ve (as)'den sonra zamir ve yardımcı fiil
Than ve as'den sonra şahıs zamiri geliyorsa genellikle bunu takiben cümlenin fiili tekrarlanır.
Gül has more money than he has. Gül'ün ondan daha fazla parası var.
We are as rich as they are. Onların olduğu kadar zenginiz.
The house is as big as his is. Ev onunki kadar büyüktür.
Ann is more beautiful than she is. Ann ondan daha güzeldir.
The children are cleverer than they are. Çocuklar onlardan daha akıllıdır.
Than veya as'den sonra you veya I zamirleri geliyorsa sondaki fiil atılabilir.
He is stronger than you. O sizden daha kuvvetlidir.
She is as clever as you. O sizin kadar akıllıdır.
He has more money than I. Onun benden daha çok parası var.
He isn't as rich as we. O bizim kadar zengin değildir.
Son iki örnekteki I ve we sadece çok resmi konuşmalarda kullanılmakta, bunun yerine halk arasında daima me ve us tercih edilmektedir.
The man is shorter than me. Adam benden daha kısadır.
The tourists are not so healthy as us. Turistler bizim kadar sağlıklı değillerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder